Yazıda ufak tefek ayrıntılar olmakta
ama önemli spoiler bulunmamaktadır J
Hobbit üçlemesinin ikinci filmi The Hobbit:The Desolation
of Smaug’u vizyona girdiği gün izledim fakat anca yazabilme fırsatı buldum. Bir
terslik olmazsa bugün bir daha izleyeceğim. Öncelikle bu filmi LOTR serisi ile
karşılaştırmanın acımasızlık olacağının farkındayım. Bir yanda dopdolu bir
üçleme, diğer tarafta ise tek bir filmde toparlanabilecek bir konuyu sırf
ticari kaygılar sebebiyle uzatan bir üçleme. Bu nedenle aynı derinliği
beklememek gerek. Film vizyondan kalktıktan sonra daha detaylı şeyler de yazabilirim şu an spoiler vermek istemedim.
Filmin sinopsisine gelir isek ki bu kısmı
beyazperde.mynet.com dan aldım ;
Hobbit üçlemesinin ilk filmi
olan Hobbit: Beklenmedik Yolculuk'un devam filmi olan yapımda Shire’lı Hobbit
Bilbo Baggins, Thorin Meşekalkan’ı ve beraberindeki 12 cüce ile çıktığı
yolculuğu doğuya, Kuyutorman’a doğru sürdürmektedir. Ejderha Smaug’un yıllardır
hüküm sürdüğü Yalnız Dağ’a ve kayıp Erebor Cüce Krallığı’na ulaşmak için
atıldıkları macerada başlarına yine akıl almaz belalar gelecektir. Ormanın
girişinde Büyücü Gandalf’tan ayrılmak zorunda kalan ekip, dev Örümcek sürünün
ağlarından kurtulduklarını sanarlarken, savaşı orman elflerinin esiri olurlar.
Bu arada güçleri her geçen gün artan Azog ‘un liderliğindeki Ork’lar da,
güvenli gibi görünen Elf krallığında dahi, cücelerin bir an olsun peşlerini
bırakmazlar. Hem hayatta kalma savaşı veren hem de Göl kasabasına, ardından da
Yalnız Dağ’a ilerlemeye çalışan cüceler ve Bilbo’yu bekleyen esas ve en zorlu
düşman ise şüphesiz ki ateşlerin efendisi Ejderha Smaug’dur. Altınları altında
sürdürdüğü derin uykusundan uyanan Smaug’u alt etmek ve Arkantaşı’na ulaşmak
mümkün olacak mıdır?Peter Jackson'ın yönetmenliğindeki filmin uyarlama
senaryosu ise Jackson'ın yanı sıra yine Fran Walsh, Philippa Boyens ve
Guillermo del Toro'dan oluşan ekibe emanet. Martin Freeman (Hobbit Bilbo
Baggins), Ian McKellen (Gandalf), Richard Armitage (Thorin Meşekalkan), Aidan
Turner (Kili), Sylvester McCoy (Radagast), Peter Hambleton (Gloin) gibi oyuncular
yine karşımıza çıkarken, Luke Evans, Evangeline Lilly, Orlando Bloom ve ejderha
Smaug'a sesiyle hayat veren Benedict Cumberbatch bu filmin yeni yüzleri.
İlk filme
nazaran daha yoğun aksiyon sosu kullanılımış filmde. Bu filmi daha heyecanlı
kılsa da yer yer filmin derinliğine de zarar vermiyor değil. Heyecanın doruk
noktaya çıktığı anda da film sona eriyor ve tüm düğümleri diğer filme saklıyor.
Bir saat daha uzatsalar üçüncü filme gerek duyulmayabilirdi. Filmin kitaba
nazaran en büyük eksilerinden birisi de cücelerin çoğunun figüran yerine
konması. İki film sonunda 5 veya 6 cüce dışında hiç biri akılda kalıcı etki
yaratamıyor, arka planda kalıyor. Ve en büyük saçmalıklardan biri kitabın çok
çok dışına sapıp saçma sapan bir cüce-elf aşk üçgeni yaratmış olmaları. Orlando
Bloom özel hayatındakilere benzer şeyler yaşıyor yine ne yazık ki J
Legolas’ a
da ek bir parantez açmak isterim. Kitapta bulunmamasına rağmen hikayeye gayet
güzel dahil edilmiş,hiç sırıtmıyor. Gözlerinin rengi biraz fazla mavi olmuş
gibi. Tauriel de kitapta olmayan ama filme dahil olan bi karakter. Güzelliğiyle
Legolas’ın elf kalbini heyecanla çarptırıyor ama kendisi biraz zevk yoksunu
olduğundan bu ilişkinin olurunu kendi adıma göremiyorum. Legolas bu hikayede
bildiğimizden daha sert ve cüce dostu değil henüz. Bir sahnede Gimli ye dair
sağlam bir göndermeyle gülümsetiyor reis. Elf çevikliğini defalarca sergiliyor
ve bu sahnelerin çoğunluğunda da dublör kullanılmaması insanı şaşırtıyor.
Babası Thranduil i de o kaşlarla ciddiye almasını büyük saygıyla karşılıyorum.
Koca elf kralı sarı saç-siyah kaş ile Dortmund forması gibi olmuş.
Bilbo’nun
giderek yüzüğe esir olması, Thorin’in hırsı ve azmi. Kasaba halkının Smaug dan
korkusu çok güzel yansıtılmış. Bard’ın cool yapısını da Luke Evans kadar kim
iyi yansıtabilirdi bilemiyorum. Gandalf ‘ı a çok yorulmasın son filmde aksiyona
balıklama atlasın diye sona saklamışlar sanırım.
Kuyutorman’daki
ambians, göldeki kovalamaca, Gandalf-Sauron karşılaşması, Smaug ile
karşılaşmaları(ejderhayı biraz gerizekalı göstermişler ama olsun), Legolas ve
Tauriel in aşırı estetik elf dövüş tekniği uyguladıkları sahneler filmdeki en
güzel ve heyecanlı kısımlar. Kısacası LOTR serisini seven herkes filmi bazı
eksikliklerine rağmen çok sevecektir.
Şimdiden
2014 Aralık ı iple çekiyor. The Hobbit : There and Back Again’ i merakla
bekliyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder