Tyler Durden, Jül Sezar ve Vizyonsuz Çocuklar

#lione

“Hiçbir zaman tamamlanmış olmayayım, ne olur. Hiçbir zaman halimden memnun olmayayım. Hiçbir zaman kusursuz olmayayım. Kurtar beni  Tyler, kusursuz ve tamamlanmış olmaktan.”  der “anlatıcı“ Fight Club filminde/kitabında. Tyler Durden, anlatıcının alt kimliği, hayali arkadaşı, süperegosu ama hepsinden öte kurtarıcısı. Boşvermişliğin sembolü, yozlaşmış dünyanın cool ve umursamaz anti-kahramanı.



Sıkılmanın anlamını defalarca tanımlayan insanlar, arayış içinde olanlar, gri olmaktan sıkılıp siyah ya da beyaza koşmak isteyenler, daha fazlasını yapmak,yaşamak ve hissetmek isteyip de bunlar için adım atamayanlar. “Ne olacaksa olsun yeter ki başka şeyler olsun” diye düşünenler. Çevresindeki yapaylıktan bunalanlar, “ayıp olmasın” diyerek klişelerin içine sıkışanlar ve de her şeye bu nedenle evet diyenler ama aslında bu saçma iki kelime sayesinde yetersizliklerini ve korkularını maskeleyenler. Gitmek ile kaçmak arasındaki farkı bilenler ama uygulayamayanlar. Duymadığı bir sese, görmediği bir renge, hissedemediği kadar yoğun bir duyguya muhtaç olanlar.. Herkesin, hepimizin kendi Tyler Durden’ ına ihtiyacı var.

Ruhunu uyandırmak kolay değil, birinin bunu sağlaması tatlı ama zor bir hayal. Sevgili, arkadaş, yaptığın spor, inandığın değerler vs vs bunlar değil de duygu ve düşüncelerimizin korkusuzca dile gelebildği anlar bunu sağlayabilir. İniş çıkışlar, ölümler, kayıp aşklar, haksızlıklar, adaletsizlikler vs vs bunlar her zaman olacak şeyler hayatta. Öfke ve sevgi arasındaki zıtlık zaten bizi insan yapan. Kucakla diyor Tyler, hepsini kabul et ki özgürleş, bırak tamamen, korkma, hisset. Sevmediğin birine nezaket çerçevesinde katlanıp arkasından nefretini kusacağına yüzüne karşı küfret diyor. “Ne istediğini bilmezsen eğer,bir bakmışsın gereksiz bir sürü şeye sahip olmuşsun” der Tyler ki haklıdır yine . Açık olmak ve ne istediğini bilmek, amacımız dışındaki her ama her şeyi boşverebilmek bunun yolu.

Tabi telefonun kılıfından bile vazgeçemeyecek olan  birinin ,federkarlığın sözlük ve hayata dair anlamından habersiz birini, “Dibe vurmadan özgürleşemezsin” tarzı sözleri paylaşıp odasında ya da kapak fotoğrafında Brad Pitt’in o dövüşü izlerken sigara ve bira içtiği klişe sahnenin olması da yüzeyselliğin en uç noktası, olay o değil, yunan tanrıları gibi vücut yapıp bira&sigara takılmak kasılmak da değil. Dünyayı arkadaşlık ve gerçek sevgi kurtarabilir ama yapmacıklık öldürecek. Samimiyetsiz ve boş insanlar, onlar ki vizyonsuz çocuklar. Arkadaşlıkları, sevgileri, bakış açıları, her şeyleri çarpmanın etkisiz elemanı 1’den çok yıkan&yakan elamanı 0 gibi. Tamamiyle ironinin tanımı gibi insanlar.

Kaos ve Anarşi Tanrısı Tyler’dan keskin bir dönüş ile Jül Sezar’ a girmek de lazım bu konuda cünkü vizyonsuzluk çağın problemi . Jül Sezar, Roma denildiği zaman akla gelen ilk şeylerden/kişilerden birisi. Kimine göre diktatör, acımasız imparator kimine gore ise Jupiter’in çocuğu, titan, kurtarıcı.

Sezar damgasını vurdu tüm dünya tarihine. Çünkü vizyon sahibiydi, acımasız ve amansızdı, yolunu yapardı, asla vazgeçmezdi. Bu özellikleri onu zamanın çok ötesine geçirdi ama gereksiz merhameti ve kibiri de öldürdü. Brutus ve Cicero başta olmak üzere vizyonsuz yancı tayfasının bu kadarına cesaret edebileceğini düşünemedi,düşündüyse de sallamadı herhalde çok.


 Roma’nın bir numarası olmadan once eski müttefiği ve kadim dostu ile Pompeii ile iç savaşa sürükledi Roma’yı. Kazananın tüm hakimiyeti alacağı bu savaşta çoğunluk Pompeii’n kazanacağını düşündü. Brutus ve hain arkadaş grubu da Pompeii taraftarıydı ki Sezar eskiden beri Brutus’un destekçisi olmuştu. Nasıl vizyonsuz ve hain olduğu buradan da açıkça görülebiliyor. Yıllar sonra da Cumhuriyet’in tek düşmanı olarak Sezar’I görüp öldürdüler ama asıl Cumhuriyet’I bu olay yıktı ve Roma İmparatorluğu’nun temellerini attı. Karısının ölümünü öngörüp onu kurtarmaya çalışırken ipin ucunu kaçıran ve onu öldüren Anakin Skywalker gibi. Sezar, kendisine karşı savaşan komutan ve siyasetçileri yendikten sonra affedip kendi saflarına katması ve kendine sonuna kadar sadık yandaşlar kazandı ama ölümü en başından beri tanıdığı yanında olanlar tarafından planlandı, ironinin acımasız bir örneği daha.

Korkak gibi bir kere kaybetmektense, kendisi gibi kaybetmekten çekinmeyenlerin kazandığı zamanlar olsun. Hata yapmaktan çekinmeyenlerin ama aynı hatayı ikinci kez yapmanın salaklık olduğun bilenler, vizyonlu çocuklar kazansın.



Yorumlar