t.g.
The Conjuring, son
yıllardaki ender başarılı korku filmlerinden birisi. “yaşanmış gerçek bir hikayeden
uyarlanmıştır.” sözü çoğu filmde yalan yanlış
kullanılıyor. Çoğu zaman bu klişe bir pazarlama tekniği. Bu filmde ise bu söz
gerçek bir anlam kazanıyor.
70’li ve 80’li yıllarda pek çok doğaüstü-paranormal olayı inceleyip
aydınlatan Ed ve Lorraine Warren çiftinin karşılaştığı en zor ve dişli vakayı
ele alıyor filmimiz. Ed Warren demonogolist (şeytan çıkarma uzmanı tarzı bir
şey), Lorraine Warren ise medyum. Bu çift, tıpkı filmde de olduğu gibi,
çözdükleri vakalardan aldıkları “şeytani” eşyaları anı olarak saklıyor ve
evlerindeki özel bir odada saklıyor. Gelen popülerlikle bu oda müze olmuş
hatta. Müze günümüzde de faal, ziyaretçiler Lorraine Warren ile tanışıyor hatta
çay-kahve içebiliyorlarmış(Ed Warren 2006 da ölmüş). Filmin başında
bahsedilen Annabelle bebeği de bunlardan
birisi hatta(filmi de çıktı Annabelle’nin ama çok da iyi denemez). Fakat filmde yansıtıldığı ile gerçek hali
arasındaki fark uçurum gibi. Filmde tam bir uğursuzluk abidesi, gerçekte ise
dünya tatlısı imiş. Filmdeki gibi olsa onu alanın süper salak olması gerekir J
5 kız çocuğu olan Perron ailesi yeni bir ev alıyor. 19.yy’da bu evde
yaşayıp ölen Bathseba isimli bir kadının(ismi bile ürkütücü imiş) ruhu aileye
sarıyor da sarıyor. Haram olan gecelerinin tek sorumlusu falan oluyor. Olayı
çözme kısmı da Warrenlara kalıyor. Fakat bu şeytani güç Warren çiftine de musallat
olup onları da tehdidi altına alıyor. O an fark ediyor ki çiftimiz, bu
karşılaştıkları en zorlu vaka. Bu saatten sonra da iki aileye de huzur kalmıyor
ve olaylar gelişiyor.
Körebe oynanan sahneyi çok beğendim, ilk aklıma o kısım geldi. Diğer sahneler
de başarılıydı, daha önce benzerlerine çoğu kez karşılaşmamıza karşın. Bu
filmde bu sahneler olsun, belli klişeler olsun daha iyi kotarılmış aynı türdeki
diğer filmlere nazaran. Başarısı ve yüksek puanı da bu yüzden zaten. Dolap-cadı sahnesindeki makyaj biraz komikti
ama. Bu tarz filmlerin çoğu bayılt-gelişme-uzat-final mantığı ile yapılır. The
Conjuring ise böyle değil, direk konuya
giriyor. Sıkılmadan izleniyor, korkutuyor ve de geriyor. Yönetmen James Wan’ın zaten boş filmi yok gibi. Insidious, Saw ve
Dead Silence gibi.
Tabi gerçekte olaylar filmdeki kadar hızlı gelişmemiş. Aile taşınır
taşınmaz hurra saldırmamış ruh. 9-10 yıla yakın o evde yaşamış aile. Filme
uyarlarken biraz hızlandırmışlar süreci doğal olarak. Hala yaşayan Lorraine
Warren çekimler sırasında olabildiğince ekiple birlikte olmuş, 87 yaşında şu an kendisi . Vatikan
sponsorluğunda dini propaganda da yok değil ama çok abartmamışlar, ondan göze
de çok batmıyor.
Lorraine Warren’ı canlandıran
Vera Fermiga’nın oyunculuğu kanımca filmde herkesin bir adım önünde. Belki
yeşil ve güzel gözleri de bu kanıya itmiş olabilir. Başarılı baya. Diğer
oyuncular da iyi tabi, en küçük kızı oynayan oyuncu özellikle.
Özetle kesinlikle izlenmesi gereken bir film meraklılarına. Sonrasında
Insidious ve El Orfanato’yu da izleyin derim. Alttaki fotoğrafta da Perron
ailesinin kızlarını oynayan oyuncuları ve şu anki hallerini birlikte görüyoruz.
Yorumlar
Yorum Gönder