#viking
Film her
şeyini “Normal bir insan beyninin anca
%10’unu kullanabilir. %100 kapasite ile kullansa acaba neler olurdu ?” bu soru
ve cevabını sorguluyor. Filmde bazı bilimsel açıklamalar ile bu altyapıyı
kurmaya çalışsalar da bu doğru değil.
İnsan beyninin %10’unu kullanmıyor. Ben küçükken içi boş bilimsel
sallamasyonların başında bu gelirdi. Kullandığımız yüzde arttıkça değişik
güçler kazanırdık ama bu güçler anlatana göre de değişiklikler kazanıyordu.
Lucy, rahatta
takılan bir üniversite öğrencisi, sınavları başlamadan hemen önce biraz
dağıtmak istemiş ve burada da 80’li yılların ikinci sınıf filmlerindeki
torbacılara benzeyen kılıksız bir erkek arkadaş edinmiş. 1 haftadır takıldığı
bu çocuk yüzünden kendini uluslararası uyuşturucu ticareti yapan bir çetenin
ortasında buluyor, yanlış seçiminin cezasını anında çekiyor bir nevi. Ortada
bir çanta var, içinde de özel bir uyuşturucu. Lucy de çetenin yeni kuryesi
olmaya zorlanıyor. Vücudunun içine saklanan bu uyuşturucu yanlışlıkla kanına karışıyor
ve beyin kapasitesini anbean arttırıyor sonrası olaylar gelişir.
Bundan sonraki
yorumları spoiler ile karışık ve “insan beyninin %10’unu kullanır” savını doğru
ya da yanlış olduğunu bilmiyormuş gibi yapacağım.
* Scarlett
Johansson çok güzel olduğu gibi cool da bir kadın, başkası olsa film iyice
kolpa olabilirdi. Boş yapan üniversiteli kızı da dünyanın sırlarına ermiş
kişiyi de iyi yansıtmış.
* Beyninin %50
sini kullandığı sırada araba kullanma yeteneği kayboldu sanırım, iki haneli
IQ’ya sahip bir sürücü gibiydi oralarda.
* Dünyanın tüm
sırlarına ulaşma durumları var,odada bilim adamları ve Lucy değişimin en üst
seviyesine tanık oluyor, dışarıda vasıfsız
uzak-doğu mafyası anlamsız işler peşinde. Gereksiz bir aksiyon çabası, daha
anlamlı hale getirilebilirdi o uğraşlar.
* “Oyuncu
ücretlerinden kısıp ekip olarak tatile mi çıkmışlar?” diye düşünmedim değil.
İnsan Scarlett Johansson’ın yanına oyuncu seçerken az dikkat eder. Sete
ziyarete çağırsan kadroya kapağı atabilecek, hemen her filmde oynayan Morgan
Freeman’ı ayrı tutuyorum tabi.
* Filmin
sonundaki USB bellek kısmına girmiyorum bile. Değişik olsun demişler de biraz
komik kaçmış. Geçmiş yılların çıkmış sınav sorularını mı veriyorsun usb
bellekle J
* Süresi mükemmel
ayarlanmış, asla sıkılmaya fırsat bırakmayan bir süre 83 dakika.
* Limitless ile
karşılaştırılması normal, çok benzer bir konu. O film olmasa eminim daha güzel
gelirdi. İstemsiz bir karşılaştırma yapıyor insan.
* Varoluş ile
ilgili güzel konuşmalar yaptı Lucy finale doğru. O felsefi kısımlar da çok
iyiydi.
* CPH4 gibi bir
uyuşturucu olsa sıkıntılı bir kullanım oranı oluşabilirdi.
* I AM EVERYWHERE. .
Sonuç olarak
Lucy, beklenti yüksek tutulmadığı zaman keyifle izlenebilecek bir film olmuş.
İçindeki absürd sahneler daha ciddi işlenebilse Limitless’ı sallar geçermiş ama
olmamış. Eğlenceli ve insanı düşünmeye itiyor ama çok da düşünmeye fırsat
kalmadan insan gerçeği idrak ediyor J Zaten bu film, belgesel de değil.
''Bütün sisteminiz 1+1=2 olduğu taslağına dayanır ama 1+1 2 etmez. Gerçekte
sayı ve harf diye bir şey yoktur. Bu insan ölçeğini göstermek için kodlanmış
şeylerdir. Bu ölçü birimleri evrenin sonsuzluğunu unutmak için ortaya
atılmıştır.''
Yorumlar
Yorum Gönder