Obsesif psikopat Michael Myers 40 yıl sonra geri döndü!
“40 yıl sonra” ibaresini kullanmamın sebebi, yönetmeninin çok
doğru bir karar ile orijinal filmden sonra çekilen salak saçma Halloween
filmlerini yok sayması(tabi 2.filmi bunların dışında tutuyorum bu sayede de
Laurie ile Michael’ın kardeşlik bağı otomatik olarak yok sayılmakta).
Orijin filmi özetler isek; henüz 6
yaşında ablasını öldüren Michael Myers’ın, 15 yıl sonra geri dönerek devam
ettirdiği katliamı konu alır. Myers’ın ilk cinayetindeki temel motivasyonu ise
bir slasher klişesi olan, “evlilik dışı cinsel ilişki yaşayan ergenlere ölüm
gerek” mottosu olarak söylenebilir. Fakat devamındaki öldürme içgüdüsü ve Laurie
başta olmak üzere çevreye saçmaya çalıştığı “kan” için temel motivasyonu
belirsizdir. Kendisi ile ilgilenen uzmanların deyimi ile kendisi tam anlamıyla
bir şeytandır ve saf kötülüğün tanımıdır. Dr. Loomis onun için en iyi çözümün
ölüm olduğuna, asla iyileştirilemeyeceğini düşünür.
Devam filminde Michael’ın ana motivasyonu 40 yıl önce elinden sağ
kurtulabilmiş Laurie Strode’i öldürmek diyebiliriz. Yıllar sonra tam da başka
bir hastaneye nakliyesi gerçekleşecekken iki itici gazeteci ile yaptığı sessiz
görüşme ile içinde bir şeyler kıpırdar sessiz psikopatımızın ve olaylar
gelişir. Fakat hesaba katmadığı şey ise Laurie bıraktığı ezik kız değildir.
Onun da içinde intikam ateşi roket yakıtı ile tutuşmuş kor alevler misali
fışkırmaktadır. Hayatını, ailesini her şeyini bu uğurda geri plana atmış ve
hayatında asla mutlu olamamıştır esas kızımız(artık anneanne olsa da o hala bir
“final girl”).
------ spoiler -------
*İlk filme bir hayli gönderme mevcut ve
çok tadında bunlar.
*Finale doğru evdeki kapkaranlık
sahnelerin gerilim düzeyi mükemmel olmuş, en soğukkanlı izleyiciyi bile gerecek
cinsten güzellikte.
*Michael’ın filmin sonunda şaibeli bir
durumda kalması türün sevenlerini şaşırtmasa da ben kendi adıma öldüğünü
düşünüyorum. Keşke filmin sonunda kafasına sıksalardı da 40.yılında efsane
sonlanır ve sürpriz bir final olmuş olurdu.
*İki adet baba figürü var ki filmde ne
dense az, böyle göz göre göre ölmek.. Aslında şerif dışında filmde ölenlere
dair bir üzüntü kırpıntısı hissedemedim filmde. Geri zekalı soykırımı bir
nevi.
*Kadınların filmde daha güçlü bir yapıda
bulunmaları göze sokulur cinsten ve çok başarılı yansıtılmış. Jaime Lee Curtis
harici diğer kadın oyuncular da iyi kotarmış rollerini. Haluk Bilginer’in
canlandırdığı doktor ve şerif karakteri harici diğer erkek roller karton
oyuncak misali.
*Haluk Bilginer’in canlandırdığı Dr. Sartain
karakteri hikayede çok önemli bir yer tutuyor, güzel bir twistin halkası
oluyor. Michael’ın maskesini bile takıyor ki burası çok güzel olmuş. Usta
aktörün saçma sapan Hollywood yapımlarında 25 saniye gözüktüğü için 2 ay
öncesinden reklamına başlanılan filmlerinden sonra bu filmde bu denli çok rolü
olmasına karşın medyanın bu kadar tepkisiz olması da tuhaf. Ki bu 40 yıllık bir
slasher efsanesi olunca daha da tuhaf (film IT’den sonra en iyi açılışı yapan
korku filmi oldu).
*Espri dozunun abartılmadan tadında
kullanılması filmi keyifli kılıyor.
*Koca evi mal iki tane çörekçi, kahveci
polisin koruması olsun, bu kadar önemli bir caninin hastane transferi
sırasındaki güvenlik önlemleri olsun vs vs diye uzasa da bazı saçmlıklar, zaten
bu önlemler birazcık olsa alınsa film 20. Dakikada bitmiş olurdu.
------ spoiler -------
Bu türü ucundan kıyısından seven herkesin kesinlikle izlemesi gerekiyor bu
filmi. Serinin ve bu janrın fanatikleri için ise harika bir film. Son olarak;
Happy Halloween Michael..
Yorumlar
Yorum Gönder